atatürk özlemi DURUM - yılmaz öztuna
Atalarımız Osmanlı Türkleri, bütün 17. yüzyılı, Kanûnî İkinci Sultan Süleymân Hân devrinin özlemiyle geçirdiler. Batı’ya bakmaksızın, imparatorluğu kendi iç dinamikleriyle reforme etmek istediğimiz yüzyıldır. 17. asır Türkü, muhteşem Süleyman devrinde yaşamış falan değildi. O yarım yüzyıllık dönemi, tarih kitaplarında okumuş, dedelerinden dinlemişti.
Bu özlem, hem politika, hem fikir alanlarında epey kapsamlı reformistler çıkardı. Ama Kanûnî devri düzeni sağlanamadı. 18. yüzyılda artık, Batı’ya bakmaksızın reform yapamayacağımızı anlayan ilk devlet adamlarımız, yazarlarımız kendilerini göstermeye başladı. Batıya dönük reformistlerin sonuncusu, gelip geçmişlerin en radikali, bir Osmanlı generalidir: Mustafa Kemal Paşa...
Atatürk devrini yaşayanlar artık pek çok azaldı. Atatürk, 1920 ve 30’lar dünyasının en başarılı liderlerinden biri idi. Birincisi idi diyenlere de tarihçi sıfatıyla itiraz etmem. 1920’den başlatırsak 18 yıllık dönemi, yalnız kurtuluş ve o çağın medeniyet seviyesine erişmek iradesinin şahlandığı devir olarak kalmaz. Aynı zamanda hamaset ve gurur yılları idi. Çökertilen, silâhları alınan, paramparça edilen bir imparatorluktan, 7 düvele rağmen bir millî devlet çıkarırsanız, hamaset ve gurur duygularınız yadırganmaz. Sürekli millî kahramanımız kalacak Atatürk’e özlem duyanları da, sempati ile karşılıyoruz.
Şimdi yıl 2000’dir. Ne Sultan Süleyman, ne Atatürk Türkiye’si mümkün değildir. Farz-ı muhal mümkün olsa kim telefonsuz Sultan Süleyman, TV’siz Atatürk devirlerinde yaşamak ister?
Atatürk, çıtayı yüksek tuttu. Çağdaş uygarlık düzeyini hedef gösterdi. Bu hedefe varamadığımız âşikârdır. Bugün ülkemizdeki bütün bu kargaşa, bütün huzursuzluk, bütün bu hây ve hûy, muâsır medeniyet seviyesine yetişmek kavgasından ibarettir. Bunun için tek yol vardır. Diğer bütün yolları 300 yıldan beri tecrübe ettik, çıkmaz sokaklardır.Düzenlemek için buraya tıklayın.
Bu özlem, hem politika, hem fikir alanlarında epey kapsamlı reformistler çıkardı. Ama Kanûnî devri düzeni sağlanamadı. 18. yüzyılda artık, Batı’ya bakmaksızın reform yapamayacağımızı anlayan ilk devlet adamlarımız, yazarlarımız kendilerini göstermeye başladı. Batıya dönük reformistlerin sonuncusu, gelip geçmişlerin en radikali, bir Osmanlı generalidir: Mustafa Kemal Paşa...
Atatürk devrini yaşayanlar artık pek çok azaldı. Atatürk, 1920 ve 30’lar dünyasının en başarılı liderlerinden biri idi. Birincisi idi diyenlere de tarihçi sıfatıyla itiraz etmem. 1920’den başlatırsak 18 yıllık dönemi, yalnız kurtuluş ve o çağın medeniyet seviyesine erişmek iradesinin şahlandığı devir olarak kalmaz. Aynı zamanda hamaset ve gurur yılları idi. Çökertilen, silâhları alınan, paramparça edilen bir imparatorluktan, 7 düvele rağmen bir millî devlet çıkarırsanız, hamaset ve gurur duygularınız yadırganmaz. Sürekli millî kahramanımız kalacak Atatürk’e özlem duyanları da, sempati ile karşılıyoruz.
Şimdi yıl 2000’dir. Ne Sultan Süleyman, ne Atatürk Türkiye’si mümkün değildir. Farz-ı muhal mümkün olsa kim telefonsuz Sultan Süleyman, TV’siz Atatürk devirlerinde yaşamak ister?
Atatürk, çıtayı yüksek tuttu. Çağdaş uygarlık düzeyini hedef gösterdi. Bu hedefe varamadığımız âşikârdır. Bugün ülkemizdeki bütün bu kargaşa, bütün huzursuzluk, bütün bu hây ve hûy, muâsır medeniyet seviyesine yetişmek kavgasından ibarettir. Bunun için tek yol vardır. Diğer bütün yolları 300 yıldan beri tecrübe ettik, çıkmaz sokaklardır.Düzenlemek için buraya tıklayın.
Düzenlemek için buraya tıklayın.
Düzenlemek için buraya tıklayın.
Düzenlemek için buraya tıklayın.
Düzenlemek için buraya tıklayın.
Düzenlemek için buraya tıklayın.
Düzenlemek için buraya tıklayın.