aile müessesesi [email protected] 24/09/2019
Türkiye Cumhuriyeti, devletimizin adı. Devlet, Milletin teşkilâtlanmış şekli. Devlet, Milletin şemsiyesidir. Milletin evidir. Devletsiz millet olmaz. Milletsiz de devlet olmaz. Ezelden ebede, akıp giden zaman içinde milletin bozulmadan devamı, yüzyılları aşarak, var olması, ayakta durması, özelliklerini koruması, onun en küçük birimi, Aile Müessesesinin sağlamlığıdır.
Türk Milleti, tarihten bugüne, o eşsiz maziden günümüze, çöl sıcakları yaşadı, kutup soğuklarına dayandı, fırtınalar atlattı, baltalara dur dedi ve o yüce millet, yüzyılları aşan, binlerce yılı aşan çınarlar gibi dimdik ayakta. Çınarlar vardır, toprağın üstünde heybetiyle, gökyüzüne dallarını uzatırlar, ama bu çınarın bizim görmediğimiz bir bölümü daha vardır. Onu ayakta tutan gövdesi ve dalları kadar, toprağın altındaki simetrisidir. Ağacın kökü kurumadıkça ağaca bir şey olmaz. İşte kurtuluş savaşında, aziz vatanımızı elimizden almak isteyenler, Sevr Anlaşmasını bize yutturup, imzalatamayanlar, Lozan Anlaşmasını hazmedemeyenler, günümüzde de inatlarından vazgeçmiş değiller, hâlâ Türk Milletine, planlı, adı konulmamış, saldırılarına devam ediyorlar. Cephesi, yönü, şekli, konusu, şiddeti her an değişen sinsi saldırılar, bu dışarıdan planlı saldırılar bazen içerden elde ettikleri kuklalarla devam ettiriliyor. Vatanımızı alamadılar, bölemediler. Ne yapalım, üzerinde yaşayanları bölelim, birbirine düşürelim, parçalayalım, güçleri tükenince amacımıza ulaşırız, fikri ile hareket ederek, anarşi, terör, bölücü terör, etnik bölücülük uygulamaya koydular. Diğer taraftan alkol, uyuşturucu maddeler ile toplumun dinamik yapısı bozmaya çalışılırken, diğer taraftan da Türk Milletinin sağlam aile yapısını yıkmak için olağan üstü gayretler içerisine girdiler.
Bakın bizi bizden iyi biliyorlar, tanıyorlar. Aile yapımız hakkında Batılı bir uzman Fr. Prof. Gaston Jeez ne diyor. “Dünyanın en sağlam aile ocağı Türklerde doğdu. Bu varlık hiçbir milletin tarihinde görülmemiş bir şekilde umumi hayatı inşa etti. Türkiye şu anda ayakta ise sağlam aile yapısına borçludur. Ben bir aile hukuku profesörü olarak diyorum ki, Türk Milletinin aile nizamını elinden alın, geriye bir şey kalmaz. Türkiye’yi yıkmak için, Türk Ailesini yıkmak gerekir.”
Ve işte size dehşet bir rapor. Merkezi ABD’de bulunan “Dünya Milletlerini İnceleme Enstitüsü” nün hedef ülkeleri içerden çökertmek için her yıl düzenlediği raporların birinde, 1988 yılı raporunda aynen şu cümle vardır: “Hedef ülkelerde ahlâkı yıktık, istediğimizi aldık. Sadece Türkiye’nin sağlam aile yapısı ile direndiği görülmüştür. Sonuç almak için, bu sağlam aile yapısını bozmak, yıkmak için, bütün sinema ve televizyonlarda gösterilmek üzere ücretsiz filmler, diziler gönderilmesi kararına varılmıştır.” Gönderilmesi kararına varılan bu filmlerin konuları malum, kilise çanları, kilise ayinleri, kilisede nikah, nikahsız beraberlikler, müstehcenlik, erotizm, cinayet, uyuşturucu kullanımı normalmiş gibi gösteriliyor.
Nihayet el ne yaptı da, biz onlardan geri kaldık? Televizyon ekranlarını, sinemalarımızdaki portakallı ödüller alan filmleri çok iyi biliyorsunuz. Günümüzün yerli dizileri, yabancılarını aratır hale gelmedi mi? Ve bu da yetmiyor. İsimleri bile yabancı bir sürü televizyon kanalında, ayrıca şaka programı, eğlence programı, macera programı, sanat programı, yarışma programı, magazin programı, evlilik programı, bbg programı, adlarıyla her gün tahripkar yayın, buna bir de basını eklersek, görevi sadece hayasızlık, edepsizlik olan malum türü, yıkıcı yayınlarla, toplumumuzu ayakta tutan değer ölçülerini, aile ortamında yıkmaya çalışmaktadır.
Oysa, sağlam aile yapımız, devletimizin teminatıdır, geleceğimizin sigortasıdır, kültür ocağımızdır, en büyük eğitim yuvamızdır. Hoşgörünün, sevginin, yüksek ahlakın üniversitesidir.
Millet olarak geleceğimize ümitle bakabilmek için sağlıklı, bilgili nesiller yetiştirmek, bunun için de aile müessesine azami önem vermek ve korumak mecburiyetinde olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız.
Güçlü aileden, millet güç alır. Güçlü milletten devlet güç alır. Güçlü devlet ise huzur, güven mutluluk demektir. Haysiyeti daim, şerefi yüksek, aile saadetleri dilerim.
Türk Milleti, tarihten bugüne, o eşsiz maziden günümüze, çöl sıcakları yaşadı, kutup soğuklarına dayandı, fırtınalar atlattı, baltalara dur dedi ve o yüce millet, yüzyılları aşan, binlerce yılı aşan çınarlar gibi dimdik ayakta. Çınarlar vardır, toprağın üstünde heybetiyle, gökyüzüne dallarını uzatırlar, ama bu çınarın bizim görmediğimiz bir bölümü daha vardır. Onu ayakta tutan gövdesi ve dalları kadar, toprağın altındaki simetrisidir. Ağacın kökü kurumadıkça ağaca bir şey olmaz. İşte kurtuluş savaşında, aziz vatanımızı elimizden almak isteyenler, Sevr Anlaşmasını bize yutturup, imzalatamayanlar, Lozan Anlaşmasını hazmedemeyenler, günümüzde de inatlarından vazgeçmiş değiller, hâlâ Türk Milletine, planlı, adı konulmamış, saldırılarına devam ediyorlar. Cephesi, yönü, şekli, konusu, şiddeti her an değişen sinsi saldırılar, bu dışarıdan planlı saldırılar bazen içerden elde ettikleri kuklalarla devam ettiriliyor. Vatanımızı alamadılar, bölemediler. Ne yapalım, üzerinde yaşayanları bölelim, birbirine düşürelim, parçalayalım, güçleri tükenince amacımıza ulaşırız, fikri ile hareket ederek, anarşi, terör, bölücü terör, etnik bölücülük uygulamaya koydular. Diğer taraftan alkol, uyuşturucu maddeler ile toplumun dinamik yapısı bozmaya çalışılırken, diğer taraftan da Türk Milletinin sağlam aile yapısını yıkmak için olağan üstü gayretler içerisine girdiler.
Bakın bizi bizden iyi biliyorlar, tanıyorlar. Aile yapımız hakkında Batılı bir uzman Fr. Prof. Gaston Jeez ne diyor. “Dünyanın en sağlam aile ocağı Türklerde doğdu. Bu varlık hiçbir milletin tarihinde görülmemiş bir şekilde umumi hayatı inşa etti. Türkiye şu anda ayakta ise sağlam aile yapısına borçludur. Ben bir aile hukuku profesörü olarak diyorum ki, Türk Milletinin aile nizamını elinden alın, geriye bir şey kalmaz. Türkiye’yi yıkmak için, Türk Ailesini yıkmak gerekir.”
Ve işte size dehşet bir rapor. Merkezi ABD’de bulunan “Dünya Milletlerini İnceleme Enstitüsü” nün hedef ülkeleri içerden çökertmek için her yıl düzenlediği raporların birinde, 1988 yılı raporunda aynen şu cümle vardır: “Hedef ülkelerde ahlâkı yıktık, istediğimizi aldık. Sadece Türkiye’nin sağlam aile yapısı ile direndiği görülmüştür. Sonuç almak için, bu sağlam aile yapısını bozmak, yıkmak için, bütün sinema ve televizyonlarda gösterilmek üzere ücretsiz filmler, diziler gönderilmesi kararına varılmıştır.” Gönderilmesi kararına varılan bu filmlerin konuları malum, kilise çanları, kilise ayinleri, kilisede nikah, nikahsız beraberlikler, müstehcenlik, erotizm, cinayet, uyuşturucu kullanımı normalmiş gibi gösteriliyor.
Nihayet el ne yaptı da, biz onlardan geri kaldık? Televizyon ekranlarını, sinemalarımızdaki portakallı ödüller alan filmleri çok iyi biliyorsunuz. Günümüzün yerli dizileri, yabancılarını aratır hale gelmedi mi? Ve bu da yetmiyor. İsimleri bile yabancı bir sürü televizyon kanalında, ayrıca şaka programı, eğlence programı, macera programı, sanat programı, yarışma programı, magazin programı, evlilik programı, bbg programı, adlarıyla her gün tahripkar yayın, buna bir de basını eklersek, görevi sadece hayasızlık, edepsizlik olan malum türü, yıkıcı yayınlarla, toplumumuzu ayakta tutan değer ölçülerini, aile ortamında yıkmaya çalışmaktadır.
Oysa, sağlam aile yapımız, devletimizin teminatıdır, geleceğimizin sigortasıdır, kültür ocağımızdır, en büyük eğitim yuvamızdır. Hoşgörünün, sevginin, yüksek ahlakın üniversitesidir.
Millet olarak geleceğimize ümitle bakabilmek için sağlıklı, bilgili nesiller yetiştirmek, bunun için de aile müessesine azami önem vermek ve korumak mecburiyetinde olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız.
Güçlü aileden, millet güç alır. Güçlü milletten devlet güç alır. Güçlü devlet ise huzur, güven mutluluk demektir. Haysiyeti daim, şerefi yüksek, aile saadetleri dilerim.