"yalnızlık" [email protected] 21/02/2017
Yalnızlık bazen insanın isteyebildiği ancak bazen de istenmeyen bir durumdur. Bu farklılık insanların yalnızlığı yaşayış biçimleri ile alakalıdır. Kişinin yetiştiği aile yapısı ve ortam ile çevresi de sosyal olmasında veya yalnız kalmasında etkili oluyor.
Bazen insanlar huzur bulmak için yalnız kalmak isterler. Bazen de yalnızlık çok üzücü bir durum olabilir. İnsan yalnızlıklarında kendi kendine eğilir, kendini dinler.
İnsan yalnızken bilmediği birçok şeyi öğretir. Arkadaşlarına ya da başka insanlara ihtiyacı olduğunu gösterir. İnsan sosyal bir canlıdır ve toplumdan ayrı bir yaşam süremez. İnsan topluma muhtaç olduğu gibi toplum da o insana muhtaçtır. Bu muhtaçlık insanların birbirleri ile paylaşma isteğinden kaynaklanır.
İnsanlar genelde yalnızlıktan kaçınır, yalnız kalmak istemez. Çünkü yalnızlık her zaman hoş bir durum değildir, insan kendini kötü hisseder, yarım hisseder. Mutluluğunu paylaşacak kimse yoktur, üzüntüsünü de. Duygular paylaşılmayınca o duyguları yaşamanın da bir anlamı kalmamaya başlar.
Bazen de insan kendisi yalnız kalmak ister. Çünkü kendini bulmak, huzur bulmak ister. Belki de tek çaresi yalnızlıkta bulur. Başkalarına kızdığı için ya da başkalarından bıktığı için, korktuğu için yalnız kalmak ister insan. Yalnız kalmak istemek için birçok sebep bulunabilir ancak ne olursa olsun insan burada yalnızlığı kendisi seçer.
İnsanların yalnızlığı seçmesinin nedeni bazen kendini bulması ve kendine yönelmesidir. Bu durumda insan kendi kendine arkadaş olur. Ancak zamanla insan yalnızlıktan sıkılır ve yine insan içine karışma ihtiyacı hisseder.
En zor yalnızlık ise insanın sevdiğinden ayrı kaldığı yalnızlıktır. Artık o insanın olmayacağını bile bile yaşamanın verdiği büyük acıyla doldurur yalnızlığını. Yalnızlık insan mutluyken paylaştığı şeylerin karşısındaki insanda da aynı mutluluğu yaratmasıdır. Üzüldüğünde tek başına üstesinden gelmektir yalnızlık.
Günümüzün yaşam şekli de insanları farkında olmadan yalnızlaştırmaktadır. Mesela Volkmen ve kulaklık, Dizüstü Bilgisayar, Cep Telefonu, Televizyon gibi günümüzün bilgi ve iletişim araçları da abartılarak kullanıldığında insanları toplumda yalnızlaştırmakta ve içine kapanık bir kişiliğe dönüştürmektedir.
İş Hayatı, kadın olsun erkek olsun onu yalnızlıktan kısmen de olsa kurtarıyor. Ancak İnsan diğer insanlardan uzak kalmaması için değişik altenatifler ve aktitiveteler bulmalı ki yalnızlıktan kurtulsun. Zira bu onun ruh sağlığı için de önemli.
Sevgili Peygamberimiz : “Sizin en hayırlınız, insanlara faydalı olanınızdır” Hadis-i Şerifi ile Yüce İslam Dinin Sosyal yönünü işaret etmiştir. İnsanların içinde olmakla, sosyal olmakla, aslında bir dini görev de ifa edilmektedir. Bunu için mümkün olduğu kadar dini görevler ve gelenekler terk edilmemeli. Yani vakit namazlarında bir araya gelmek, mevlid merasime katılmak, düğün davetine katılmak, hoş geldin ziyaretinde bulunmak gibi. Ayrıca toplumsal hizmet amaçlı dernek ve vakıf hizmetlerinde bulunmak kişiyi yalnızlıktan kurtardığı gibi saygın ve ayrıcalıklı kılar.
Bazen insanlar huzur bulmak için yalnız kalmak isterler. Bazen de yalnızlık çok üzücü bir durum olabilir. İnsan yalnızlıklarında kendi kendine eğilir, kendini dinler.
İnsan yalnızken bilmediği birçok şeyi öğretir. Arkadaşlarına ya da başka insanlara ihtiyacı olduğunu gösterir. İnsan sosyal bir canlıdır ve toplumdan ayrı bir yaşam süremez. İnsan topluma muhtaç olduğu gibi toplum da o insana muhtaçtır. Bu muhtaçlık insanların birbirleri ile paylaşma isteğinden kaynaklanır.
İnsanlar genelde yalnızlıktan kaçınır, yalnız kalmak istemez. Çünkü yalnızlık her zaman hoş bir durum değildir, insan kendini kötü hisseder, yarım hisseder. Mutluluğunu paylaşacak kimse yoktur, üzüntüsünü de. Duygular paylaşılmayınca o duyguları yaşamanın da bir anlamı kalmamaya başlar.
Bazen de insan kendisi yalnız kalmak ister. Çünkü kendini bulmak, huzur bulmak ister. Belki de tek çaresi yalnızlıkta bulur. Başkalarına kızdığı için ya da başkalarından bıktığı için, korktuğu için yalnız kalmak ister insan. Yalnız kalmak istemek için birçok sebep bulunabilir ancak ne olursa olsun insan burada yalnızlığı kendisi seçer.
İnsanların yalnızlığı seçmesinin nedeni bazen kendini bulması ve kendine yönelmesidir. Bu durumda insan kendi kendine arkadaş olur. Ancak zamanla insan yalnızlıktan sıkılır ve yine insan içine karışma ihtiyacı hisseder.
En zor yalnızlık ise insanın sevdiğinden ayrı kaldığı yalnızlıktır. Artık o insanın olmayacağını bile bile yaşamanın verdiği büyük acıyla doldurur yalnızlığını. Yalnızlık insan mutluyken paylaştığı şeylerin karşısındaki insanda da aynı mutluluğu yaratmasıdır. Üzüldüğünde tek başına üstesinden gelmektir yalnızlık.
Günümüzün yaşam şekli de insanları farkında olmadan yalnızlaştırmaktadır. Mesela Volkmen ve kulaklık, Dizüstü Bilgisayar, Cep Telefonu, Televizyon gibi günümüzün bilgi ve iletişim araçları da abartılarak kullanıldığında insanları toplumda yalnızlaştırmakta ve içine kapanık bir kişiliğe dönüştürmektedir.
İş Hayatı, kadın olsun erkek olsun onu yalnızlıktan kısmen de olsa kurtarıyor. Ancak İnsan diğer insanlardan uzak kalmaması için değişik altenatifler ve aktitiveteler bulmalı ki yalnızlıktan kurtulsun. Zira bu onun ruh sağlığı için de önemli.
Sevgili Peygamberimiz : “Sizin en hayırlınız, insanlara faydalı olanınızdır” Hadis-i Şerifi ile Yüce İslam Dinin Sosyal yönünü işaret etmiştir. İnsanların içinde olmakla, sosyal olmakla, aslında bir dini görev de ifa edilmektedir. Bunu için mümkün olduğu kadar dini görevler ve gelenekler terk edilmemeli. Yani vakit namazlarında bir araya gelmek, mevlid merasime katılmak, düğün davetine katılmak, hoş geldin ziyaretinde bulunmak gibi. Ayrıca toplumsal hizmet amaçlı dernek ve vakıf hizmetlerinde bulunmak kişiyi yalnızlıktan kurtardığı gibi saygın ve ayrıcalıklı kılar.