26 ağustos'ları anlamak [email protected] 26/08/2014
Türk Milletinin Anadolu’yu vatan yapıp günümüze kadar olan seyrinin tarihi Türkiye Tarihi diye tanımlanır. Bu kutlu tarihin iki 26 Ağustos’u vardır ve dönüm noktasıdır.
Malazgirt zaferinin 943. yıldönümünü kutladık: 26 Ağustos 1071 Cuma. Türk’ün kaderi o gün belirlendi. Anadolu kapısının kilidi kırıldı. “YURT KAZANDIRAN ZAFER” diye numaralandı. Bugün o kaderin çizdiği çerçevede yaşıyoruz.
26 Ağustos aynı zamanda Büyük Taarruz’un başladığı gündür. 92 yıl önce 26 Ağustos 1922 sabahı, Malazgirt’te kazandığımız vatanı işgal etmek cür’etinde bulunan düşmanı, denize dökmek üzere, taarruza geçmiştik. “YURT KURTARAN ZAFER” diye numaralanmıştı.
Malazgirt’ten 3 yıl sonra Türkiye devleti kuruldu. 1074’te: İlk başkentimiz İznik’ti.
Açık denizlere çıkmıştık. Karadeniz’e, Marmara’ya, Adalar Denizi’ne, Akdeniz’e ulaşmıştık. Tarihimizde ilk donanmamızı İzmir’de kurduk. Bozkır medeniyetinden Akdeniz medeniyetine, sürekli batı yönünde ilerleyerek eriştik.
O zamandan bu yana, asla istikametimizden şaşmadık, yolumuzu şaşırmadık, yönümüzü değiştirmedik. Bizi Avrupa’dan Asya’ya sürmek isteyen nice gayretlere 1000 yıl boyunca muhâtab olduk. Hepsi bize vız geldi. Malazgirt’te kazandıklarımızdan vaz geçmedik. Hâlâ Avrupalı değilsiniz diyen cahillerle uğraşıyoruz. 1856 Paris Anlaşması’na imza koyarak Türkiye’yi 7 büyük Avrupa devletinden biri kabûl eden İmparator Üçüncü Napolyon’u yalancı çıkarmak isteyen cahiller...
Malazgirt şehitleri önünde sonsuz bir şükran duygusu içinde eğiliyoruz. Bize kazandırdıkları vatan ve devlet için kıyamete kadar minnettarız. Onlar olmasa idi, 1922’de hangi vatanı, hangi devleti savunacaktık? Sultan Alparslan’dan itibaren kutsal mirâsı “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrini vererek şan ve şerefle savunan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ikisi arasında yüzlerce yıl şanla şerefle görev ifa eden Başkomutanları sonsuz bir saygı ve ebediyete kadar sürecek bir sevgiyle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Malazgirt zaferinin 943. yıldönümünü kutladık: 26 Ağustos 1071 Cuma. Türk’ün kaderi o gün belirlendi. Anadolu kapısının kilidi kırıldı. “YURT KAZANDIRAN ZAFER” diye numaralandı. Bugün o kaderin çizdiği çerçevede yaşıyoruz.
26 Ağustos aynı zamanda Büyük Taarruz’un başladığı gündür. 92 yıl önce 26 Ağustos 1922 sabahı, Malazgirt’te kazandığımız vatanı işgal etmek cür’etinde bulunan düşmanı, denize dökmek üzere, taarruza geçmiştik. “YURT KURTARAN ZAFER” diye numaralanmıştı.
Malazgirt’ten 3 yıl sonra Türkiye devleti kuruldu. 1074’te: İlk başkentimiz İznik’ti.
Açık denizlere çıkmıştık. Karadeniz’e, Marmara’ya, Adalar Denizi’ne, Akdeniz’e ulaşmıştık. Tarihimizde ilk donanmamızı İzmir’de kurduk. Bozkır medeniyetinden Akdeniz medeniyetine, sürekli batı yönünde ilerleyerek eriştik.
O zamandan bu yana, asla istikametimizden şaşmadık, yolumuzu şaşırmadık, yönümüzü değiştirmedik. Bizi Avrupa’dan Asya’ya sürmek isteyen nice gayretlere 1000 yıl boyunca muhâtab olduk. Hepsi bize vız geldi. Malazgirt’te kazandıklarımızdan vaz geçmedik. Hâlâ Avrupalı değilsiniz diyen cahillerle uğraşıyoruz. 1856 Paris Anlaşması’na imza koyarak Türkiye’yi 7 büyük Avrupa devletinden biri kabûl eden İmparator Üçüncü Napolyon’u yalancı çıkarmak isteyen cahiller...
Malazgirt şehitleri önünde sonsuz bir şükran duygusu içinde eğiliyoruz. Bize kazandırdıkları vatan ve devlet için kıyamete kadar minnettarız. Onlar olmasa idi, 1922’de hangi vatanı, hangi devleti savunacaktık? Sultan Alparslan’dan itibaren kutsal mirâsı “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrini vererek şan ve şerefle savunan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ikisi arasında yüzlerce yıl şanla şerefle görev ifa eden Başkomutanları sonsuz bir saygı ve ebediyete kadar sürecek bir sevgiyle anıyoruz. Ruhları şad olsun.