İzzet BAYSAL ( bolu'nun babası ) [email protected] 04/03/2004
Tüm varlığını doğduğu, feyz aldığı, çok sevdiği Bolu’ya ve Bolu’lara adayan, ülkemizin hayırseverlikte örnek gösterilen İzzet BAYSAL, 05/03/2000 tarihinde 93 yaşında vefat etti.
Bilindiği gibi 1932 yılında Gerede’nin ilk imar planını yapan mimar olarak da ilçemiz özel olarak emeği bulunan İzzet BAYSAL’ın yaptırdığı hayırlar, köy sağlık evlerinden tam teşekküllü hastanelere, camilerden, huzurevlerine, kreşlerden üniversiteye kadar uzanır. İzzet Baysal Vakfının kreşe giren bir çocuk; ilk, orta, üniversite hatta doktora seviyesine kadar vakfın eserlerinde eğitim görebilir, yaşlılıkta huzurevinde kalabilir. Bu yardımseverliği İzzet Baysal’a halkımızın gönlünde özel bir yer kazandırmıştır.
1994 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından "TC Devlet Üstün Hizmet Madalyası" ile onurlandırılmıştır. Abant İzzet Baysal Üniversitesi, ODTÜ, Mimar Sinan Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi senatoları "Eğitimde Onursal Doktora" payesi vermiştir. TBMM 2006 Yılında İzzet Baysal Vakfına TBMM Üstün Hizmet Ödülü vermiştir.
İzzet BAYSAL, hayırlarıyla hafızalarda yer aldığı kadar, mümtaz şahsiyetinin özellikleri ile de örnek alınacak vasıfları ile de hafızalardan silinmeyecektir. O tevazu sahibidir, bu kadar büyük hayırları yapmış olmasına rağmen kimse onun bunlarla övündüğünü görmemiştir. Az konuşup, çok çalışır, bilmediğini öğrenmek O’nun en büyük vasfıdır. Giyiminde titiz; yemesinde, içmesinde kanaatkâr; gerek evinde gerek işinde tertipliydi. Tasarrufa son derece önem verir. Hayatı boyunca israftan kaçmış ve tasarruf bilinci ile yaşamıştır. O'nun tabağında yemek, bardağında su artırdığını göremezdiniz. Matbu evrakların arka yüzünü müsvedde olarak kullanmadan atmak, O'na göre israftır. O'na göre başarıya ulaşmanın yolu; azim, sabır, sebat, cesaret ve çalışmadır. Randevu yerine herkesten önce gelirdi. O’na göre, para iyi bir dost, kötü bir düşmandır. Bu nedenle onu yerinde ve zamanında kullanmasını bilmek gerekir. Yani insan paranın esiri olmamalıdır.
Akıl ve mantık adamıydı ve her şeyden önce ‘İnsan’ kişi idi. Herkese saygılı, her görüşe değer verirdi. Küçük-büyük, zengin fakir, tanıdık-tanımadık, demez herkese gönüllerini alarak yaklaşmasını bilirdi. Acaba onu ‘hayırseverlikte’ herkesten farklı yapan bu ‘insanlığı' değil midir?
O'na göre saadet, mutluluk ve başarının on altın anahtarı vardır.
· Düşünmeye vakit ayır; düşünce güç için kaynaktır.
· Eğlenmeye vakit ayır; eğlence gençliğin sırrıdır.
· Okumaya vakit ayır; okuma bilginin pınarıdır.
· Duaya vakit ayır; dua güç anlarda direnmenin desteğidir.
· Sevmeye vakit ayır; sevme yaşamı tatlı kılan şeydir.
· Anlaşmaya vakit ayır; anlaşma yaşama güzel bir tat verir.
· Gülmeye vakit ayır; gülme ruhun güzelliğidir.
· Vermeye vakit ayır; verme günün aydınlığıdır.
· İşini iyi yapmaya vakit ayır; iyi işi kişiyi kendine saygın yapar.
· Teşekküre vakit ayır; teşekkür yaşam pastasının kremasıdır.
Bolulular, İzzet Baysal’a "Bolu’nun Babası" unvanını vermiştir. Şehrin en işlek caddesine "İzzet Baysal Caddesi" ayrıca Bolu’da bir mahalleye "İzzet Baysal Mahallesi" ismi verilmiştir. Kentin en merkezi yerine ve Üniversite kampüsüne sağlığında heykeli dikilmiştir.
Büyük hayırsever İzzet Baysal’a, hayatı boyunca yaptığı hayırlardan hangisinin daha anlamlı ve değerli olduğu sorulduğunda; "Halkımızın ve gençlerimizin bakışlarında hissettiğim sevgi, bunların hepsine bedeldir." cevabını vermiş ve çok sevdiği gençlere şöyle seslenmiştir: “Sevgili gençler; size sunabildiğim bu imkanları dürüst ve gayretli çalışmaya, tasarruflu davranmaya ve sebatkar olabilmeye borçluyum. Sizin de aynı ilkelerle benzer imkanlara erişebileceğinizden eminim.”, “Sevgili gençler! içinizden nice Baysal’lar çıkacağına yürekten inanıyor ve sizleri seviyorum.”, Bolululara ise; Bolulular, bu vakıf sizindir ona sahip çıkınız.” demiştir.
İzzet Baysal, 5 Mart 2000 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini kapatmıştır. Muazzam bir katılımla, kendi isteği ve Bakanlar Kurulu kararı ile kampüsteki anıtmezarına, çok sevdiği üniversite gençliğinin ve halkımızın kalbine defnedilmiştir. Ve başında sanki tüm Bolu, sanki tüm üniversite, el açmış dua eden bir avuç şeklinde anıt gibi durmaktadır.
Büyük insan rahat uyu, Türk Milleti var oldukça, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar oldukça, Vakfın yaşayacak, Eserlerin ilelebet hizmet verecek, Milyonların Hayır duaları senin için sadaka damlaları olmaya devam edecek, Mekânın cennet olsun.
Bilindiği gibi 1932 yılında Gerede’nin ilk imar planını yapan mimar olarak da ilçemiz özel olarak emeği bulunan İzzet BAYSAL’ın yaptırdığı hayırlar, köy sağlık evlerinden tam teşekküllü hastanelere, camilerden, huzurevlerine, kreşlerden üniversiteye kadar uzanır. İzzet Baysal Vakfının kreşe giren bir çocuk; ilk, orta, üniversite hatta doktora seviyesine kadar vakfın eserlerinde eğitim görebilir, yaşlılıkta huzurevinde kalabilir. Bu yardımseverliği İzzet Baysal’a halkımızın gönlünde özel bir yer kazandırmıştır.
1994 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından "TC Devlet Üstün Hizmet Madalyası" ile onurlandırılmıştır. Abant İzzet Baysal Üniversitesi, ODTÜ, Mimar Sinan Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi senatoları "Eğitimde Onursal Doktora" payesi vermiştir. TBMM 2006 Yılında İzzet Baysal Vakfına TBMM Üstün Hizmet Ödülü vermiştir.
İzzet BAYSAL, hayırlarıyla hafızalarda yer aldığı kadar, mümtaz şahsiyetinin özellikleri ile de örnek alınacak vasıfları ile de hafızalardan silinmeyecektir. O tevazu sahibidir, bu kadar büyük hayırları yapmış olmasına rağmen kimse onun bunlarla övündüğünü görmemiştir. Az konuşup, çok çalışır, bilmediğini öğrenmek O’nun en büyük vasfıdır. Giyiminde titiz; yemesinde, içmesinde kanaatkâr; gerek evinde gerek işinde tertipliydi. Tasarrufa son derece önem verir. Hayatı boyunca israftan kaçmış ve tasarruf bilinci ile yaşamıştır. O'nun tabağında yemek, bardağında su artırdığını göremezdiniz. Matbu evrakların arka yüzünü müsvedde olarak kullanmadan atmak, O'na göre israftır. O'na göre başarıya ulaşmanın yolu; azim, sabır, sebat, cesaret ve çalışmadır. Randevu yerine herkesten önce gelirdi. O’na göre, para iyi bir dost, kötü bir düşmandır. Bu nedenle onu yerinde ve zamanında kullanmasını bilmek gerekir. Yani insan paranın esiri olmamalıdır.
Akıl ve mantık adamıydı ve her şeyden önce ‘İnsan’ kişi idi. Herkese saygılı, her görüşe değer verirdi. Küçük-büyük, zengin fakir, tanıdık-tanımadık, demez herkese gönüllerini alarak yaklaşmasını bilirdi. Acaba onu ‘hayırseverlikte’ herkesten farklı yapan bu ‘insanlığı' değil midir?
O'na göre saadet, mutluluk ve başarının on altın anahtarı vardır.
· Düşünmeye vakit ayır; düşünce güç için kaynaktır.
· Eğlenmeye vakit ayır; eğlence gençliğin sırrıdır.
· Okumaya vakit ayır; okuma bilginin pınarıdır.
· Duaya vakit ayır; dua güç anlarda direnmenin desteğidir.
· Sevmeye vakit ayır; sevme yaşamı tatlı kılan şeydir.
· Anlaşmaya vakit ayır; anlaşma yaşama güzel bir tat verir.
· Gülmeye vakit ayır; gülme ruhun güzelliğidir.
· Vermeye vakit ayır; verme günün aydınlığıdır.
· İşini iyi yapmaya vakit ayır; iyi işi kişiyi kendine saygın yapar.
· Teşekküre vakit ayır; teşekkür yaşam pastasının kremasıdır.
Bolulular, İzzet Baysal’a "Bolu’nun Babası" unvanını vermiştir. Şehrin en işlek caddesine "İzzet Baysal Caddesi" ayrıca Bolu’da bir mahalleye "İzzet Baysal Mahallesi" ismi verilmiştir. Kentin en merkezi yerine ve Üniversite kampüsüne sağlığında heykeli dikilmiştir.
Büyük hayırsever İzzet Baysal’a, hayatı boyunca yaptığı hayırlardan hangisinin daha anlamlı ve değerli olduğu sorulduğunda; "Halkımızın ve gençlerimizin bakışlarında hissettiğim sevgi, bunların hepsine bedeldir." cevabını vermiş ve çok sevdiği gençlere şöyle seslenmiştir: “Sevgili gençler; size sunabildiğim bu imkanları dürüst ve gayretli çalışmaya, tasarruflu davranmaya ve sebatkar olabilmeye borçluyum. Sizin de aynı ilkelerle benzer imkanlara erişebileceğinizden eminim.”, “Sevgili gençler! içinizden nice Baysal’lar çıkacağına yürekten inanıyor ve sizleri seviyorum.”, Bolululara ise; Bolulular, bu vakıf sizindir ona sahip çıkınız.” demiştir.
İzzet Baysal, 5 Mart 2000 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini kapatmıştır. Muazzam bir katılımla, kendi isteği ve Bakanlar Kurulu kararı ile kampüsteki anıtmezarına, çok sevdiği üniversite gençliğinin ve halkımızın kalbine defnedilmiştir. Ve başında sanki tüm Bolu, sanki tüm üniversite, el açmış dua eden bir avuç şeklinde anıt gibi durmaktadır.
Büyük insan rahat uyu, Türk Milleti var oldukça, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar oldukça, Vakfın yaşayacak, Eserlerin ilelebet hizmet verecek, Milyonların Hayır duaları senin için sadaka damlaları olmaya devam edecek, Mekânın cennet olsun.