“Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik.”
( Fetih Suresi birinci ayet) FETH-İ MÜBİN Edebalı Dergâhı’nda Kitabullah önünde Osman Bey’in rüyası: Bir gönülden Bir gönüle akan ay; Filizlenip bağrında Kıtalara dal uzatan bir çınar. Yıllar sonra O rüyanın devamı: Peygamberin sancağının altında, Saf tutmuş bekler ervah, Vadedilen zamanı. Melekler omuzlamış İskeleden, sancaktan. Üçler, yediler, kırklar El atmış her taraftan. Dağ parçası yiğitlerin pazularında Kaderi çekiyor halatlar. Hayret içinde gece. Geçit vermeseydi Tepeler, dağlar O gemiler, Yıldızlardan inecekti Haliç’e. Vakti haber veren davudî sesin Felah çağrısıyla çalkanır boğaz. Dualar, aminler Yıkar suları. Fetih ayetleri arşa yükselir. Fetih, Nakış nakış yazılır gelir. Akşemseddin’e yed-i takdir Eyyûb’un kabri üstüne Seccadesini serdirir. Toplar, Tekbir tekbir Yıkar surları. Tanrı’nın, Türkler’e açtığı yolda Sultan Mehmet, Fatih olarak yürür. O’dur Peygamber’in övdüğü emir. Ardında vezirler, paşalar, beyler Ve övülmüş askerler… Çağlar boyu Milletlerin rüyası Yer götürmez orduların, Şan bırakmış kralların Erişilmez sevdası İstanbul… “Ol” deyince olduran “Dur” deyince durduran Yerin, göğün mülkünü Elinde bulunduran Seni yazmış kaderimize Dönüp durdukça devran Ve güneş doğana dek batıdan Oğuz Karahan nesline Gülzâr olasın diye. |
Düzenlemek için buraya tıklayın.
|