Rıfat BÖREKÇİ [email protected] 05/03/2019
05 Mart Türkiye'nin ilk Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçi 'yi kaybettiğimiz gün (1941). Börekçi, Milli Mücadele yıllarında İstanbul Hükümeti'ne isyan ederek Mustafa Kemal Paşa'nın yanında yer almış ve ölümüne kadar 17 yıl Diyanet İşleri Başkanlığı yapmıştı. İhtilalci bir din adamı olan Börekçi, örnek kişiliği ve bilgisiyle de sevilen bir isimdi. Atatürk 1930 yılında ona gönderdiği bir mektupta "Benim sevgili arkadaşım" diye hitap etmişti.
MEHMET RİFAT BÖREKÇİ KİMDİR?
Rifat Börekçi, 29 Kasım 1860 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta tahsilini Ankara’da yaptı. Arapçayı ve İslâmî ilimleri İstanbul’da Beyazıd Dersiâmlarından Atıf Bey’den okudu ve icazet aldı. Daha sonra tekrar Ankara’ya döndü ve Fazliye Medresesi’nde müderris olarak göreve başladı. Birçok talebe yetiştirdi ve icazetler verdi. İlk memuriyetine Ankara Fazliye Medresesi’nde müderris olarak başladı. 10 Ekim 1898’de Ankara İstinaf Mahkemesi azalığına getirildi. Meşrutiyet Devrimi sonrası 25 Kasım 1908 tarihinde de Ankara Müftüsü oldu. Ayrıca 1911 yılında bir süre Sivrihisar Kaymakamlığı görevini de vekâleten yürüttü.
Milli Mücadele’nin ilk günlerinde Ankara’da “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”ni kurdu ve bu cemiyetin başkanı oldu. Mustafa Kemal Paşa ile birlikte çalıştı ve maddî-manevî büyük hizmetlerde bulundu. Bu çalışmaları sırasında İstanbul Hükümeti tarafından 1920 yılında “âsi” kabul edilip, Ankara Müftülüğü'nden azledilerek idama mahkûm edildi. Ancak Ankara Hükümeti Rifat Efendi’yi derhal müftülük görevine iade etti. Altı ay Muğla (Menteşe) Mebusu olarak TBMM’de hizmet verdi. Müftülük görevini tercih ederek 27 Ekim 1920’de Mebusluktan ayrıldı. 23.12.1922 - 30.03.1924 tarihleri arasında Şer’iye Vekâleti Heyet-i İftaiye azalığında bulundu. 3 Mart 1924 günü Şer'iye Vekâleti'nin kaldırılması üzerine 4 Nisan 1924 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı görevine getirildi ve bunu 5 Mart 1941 günü ölümüne kadar sürdürdü.
Rıfat Hoca, Milli Mücadele tarihinde dik duran din adamlarının en güzel örneklerindendir... İlerici fikirleriyle ve onurlu dik duruşlarıyla milli tarihimize altın harflerle yazıldılar. Milli şair Mehmet Akif gibi ve Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi gibileri vardı. Akif'i, Ankara'da Meclis kapısında Mustafa Kemal Paşa karşıladı. "İman cephemizi güçlendirdin" dedi. İstanbul'un işbirlikçi havasından kaçıp Ankara'ya sığınmıştı. Vekil oldu ama boş durmadı. Yurdu gezip halkı aydınlattı. Daha önce Balıkesir Zağnos Paşa Cami'nde halkı Milli Mücadele'ye çağıran konuşması, cemaati ayağa kaldırmıştı. Rifat Efendi de tarih sahnesine Milli Mücadele yıllarında, Ankara'da öne atılarak çıktı. İstanbul'un ölüm fetvasına karşı isyan bayrağını açarak, karşı fetva hazırlayanların başında yeraldı. 27 Aralık 1919 günü Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki heyeti karşılayan Seymenlerin içinde o da vardı. İşgalci İngiliz ve Fransızlara meydan okuyarak safını belirledi. Heyeti Temsiliye içinde görev aldı. Maddi ve manevi olarak tüm gücüyle Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. Öyle ki kefen parasını (bin lira) bile bu çalışmalar için bağışladı.
Rıfat Börekçi'nin de içinde bulunduğu ilk Meclis'e 66 seçim çevresinden 349 milletvekili seçildi. İstanbul Meclis-i Mebusan'ı ile daha sonra Malta'dan gelen 88 vekille sayı 437 oldu. 34 milletvekili Meclis'e katılmadan istifa ettiğinden 1. dönem toplam milletvekili sayısı 403 oldu. Bunların içinde din adamlarının sayısı 62 kişidir.
Milletvekillerinin bir kısmı cephede ve Kuva- yı Milliyelerde görev yaptığı için, Meclis'e geç katıldılar. Gelenler de yine boş durmadı, zaman zaman bölgelerine gidip halkı aydınlattı ve onlara moral verdi. Birinci dönemde görev alan milletvekillerinin çoğu ikinci dönemde görev almadı. Bunu belli çevreler, “ Mustafa Kemal, onlara o dönem ihtiyacı vardı. Sonra da devrimler sırasında tasfiye etti ” sözlerini ileri sürerler. Bu gerçeği yansıtmıyor. O dönem miletvekilliği, bu dönemki gibi rant ve gelir kapısı olmadığı için çoğu insan vatan vazifesi görmek için o görevleri üstlendiler. Görevleri bitince de asıl işlerine ve memleketlerine döndüler. Zaten çoğu Müfütüydü. Tekrar o göreve döndüler. Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi buna en iyi örnektir. Diğerleri de bölgelerinde saygın isimlerdi ve işleri güçleri de yerindeydi.
Bu isimler hep Cumhuriyeti destekledi. Cumhuriyet'in Diyanet İşleri'nde görev yaptılar. Daha sonraki dönemde Cumhuriyet devrimine tavır alan ve bu tür kışkırtmalara kapılan isim yok denecek kadar azdır. Dalayısıyla Kurtuluş Savaşı'na omuz veren ve bu dönem Meclis'te görev alan Milletvekilleri tarihimizde ayrı bir yere sahiptirler.
'BENİM SEVGİLİ ARKADAŞIM'
Mustafa Kemal Paşa, Diyanet İşleri Başkanı (Din İşleri Reisi) Rifat Börekçi'ye de ayrı bir değer verirdi. Diyanet teşkilatını ölümüne kadar ona teslim etmişti. Sık sık da görüşürler ve yazışırlardı. İşte o yazışmalar:
9 Ağustos 1930: “Benim sevgili arkadaşım Rifat Efendi Hazretlerine, Başka bir şeyi ne sen ne de ben aramayız. Bu karşılıklı duygular devletimizi daha kuvvetlendirecektir. Seni ne kadar sevdiğimi senden bahsederken beni dinleyenler anlamışlardır. Sana söyleyeceklerdir.”
MEHMET RİFAT BÖREKÇİ KİMDİR?
Rifat Börekçi, 29 Kasım 1860 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta tahsilini Ankara’da yaptı. Arapçayı ve İslâmî ilimleri İstanbul’da Beyazıd Dersiâmlarından Atıf Bey’den okudu ve icazet aldı. Daha sonra tekrar Ankara’ya döndü ve Fazliye Medresesi’nde müderris olarak göreve başladı. Birçok talebe yetiştirdi ve icazetler verdi. İlk memuriyetine Ankara Fazliye Medresesi’nde müderris olarak başladı. 10 Ekim 1898’de Ankara İstinaf Mahkemesi azalığına getirildi. Meşrutiyet Devrimi sonrası 25 Kasım 1908 tarihinde de Ankara Müftüsü oldu. Ayrıca 1911 yılında bir süre Sivrihisar Kaymakamlığı görevini de vekâleten yürüttü.
Milli Mücadele’nin ilk günlerinde Ankara’da “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”ni kurdu ve bu cemiyetin başkanı oldu. Mustafa Kemal Paşa ile birlikte çalıştı ve maddî-manevî büyük hizmetlerde bulundu. Bu çalışmaları sırasında İstanbul Hükümeti tarafından 1920 yılında “âsi” kabul edilip, Ankara Müftülüğü'nden azledilerek idama mahkûm edildi. Ancak Ankara Hükümeti Rifat Efendi’yi derhal müftülük görevine iade etti. Altı ay Muğla (Menteşe) Mebusu olarak TBMM’de hizmet verdi. Müftülük görevini tercih ederek 27 Ekim 1920’de Mebusluktan ayrıldı. 23.12.1922 - 30.03.1924 tarihleri arasında Şer’iye Vekâleti Heyet-i İftaiye azalığında bulundu. 3 Mart 1924 günü Şer'iye Vekâleti'nin kaldırılması üzerine 4 Nisan 1924 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı görevine getirildi ve bunu 5 Mart 1941 günü ölümüne kadar sürdürdü.
Rıfat Hoca, Milli Mücadele tarihinde dik duran din adamlarının en güzel örneklerindendir... İlerici fikirleriyle ve onurlu dik duruşlarıyla milli tarihimize altın harflerle yazıldılar. Milli şair Mehmet Akif gibi ve Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi gibileri vardı. Akif'i, Ankara'da Meclis kapısında Mustafa Kemal Paşa karşıladı. "İman cephemizi güçlendirdin" dedi. İstanbul'un işbirlikçi havasından kaçıp Ankara'ya sığınmıştı. Vekil oldu ama boş durmadı. Yurdu gezip halkı aydınlattı. Daha önce Balıkesir Zağnos Paşa Cami'nde halkı Milli Mücadele'ye çağıran konuşması, cemaati ayağa kaldırmıştı. Rifat Efendi de tarih sahnesine Milli Mücadele yıllarında, Ankara'da öne atılarak çıktı. İstanbul'un ölüm fetvasına karşı isyan bayrağını açarak, karşı fetva hazırlayanların başında yeraldı. 27 Aralık 1919 günü Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki heyeti karşılayan Seymenlerin içinde o da vardı. İşgalci İngiliz ve Fransızlara meydan okuyarak safını belirledi. Heyeti Temsiliye içinde görev aldı. Maddi ve manevi olarak tüm gücüyle Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. Öyle ki kefen parasını (bin lira) bile bu çalışmalar için bağışladı.
Rıfat Börekçi'nin de içinde bulunduğu ilk Meclis'e 66 seçim çevresinden 349 milletvekili seçildi. İstanbul Meclis-i Mebusan'ı ile daha sonra Malta'dan gelen 88 vekille sayı 437 oldu. 34 milletvekili Meclis'e katılmadan istifa ettiğinden 1. dönem toplam milletvekili sayısı 403 oldu. Bunların içinde din adamlarının sayısı 62 kişidir.
Milletvekillerinin bir kısmı cephede ve Kuva- yı Milliyelerde görev yaptığı için, Meclis'e geç katıldılar. Gelenler de yine boş durmadı, zaman zaman bölgelerine gidip halkı aydınlattı ve onlara moral verdi. Birinci dönemde görev alan milletvekillerinin çoğu ikinci dönemde görev almadı. Bunu belli çevreler, “ Mustafa Kemal, onlara o dönem ihtiyacı vardı. Sonra da devrimler sırasında tasfiye etti ” sözlerini ileri sürerler. Bu gerçeği yansıtmıyor. O dönem miletvekilliği, bu dönemki gibi rant ve gelir kapısı olmadığı için çoğu insan vatan vazifesi görmek için o görevleri üstlendiler. Görevleri bitince de asıl işlerine ve memleketlerine döndüler. Zaten çoğu Müfütüydü. Tekrar o göreve döndüler. Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi buna en iyi örnektir. Diğerleri de bölgelerinde saygın isimlerdi ve işleri güçleri de yerindeydi.
Bu isimler hep Cumhuriyeti destekledi. Cumhuriyet'in Diyanet İşleri'nde görev yaptılar. Daha sonraki dönemde Cumhuriyet devrimine tavır alan ve bu tür kışkırtmalara kapılan isim yok denecek kadar azdır. Dalayısıyla Kurtuluş Savaşı'na omuz veren ve bu dönem Meclis'te görev alan Milletvekilleri tarihimizde ayrı bir yere sahiptirler.
'BENİM SEVGİLİ ARKADAŞIM'
Mustafa Kemal Paşa, Diyanet İşleri Başkanı (Din İşleri Reisi) Rifat Börekçi'ye de ayrı bir değer verirdi. Diyanet teşkilatını ölümüne kadar ona teslim etmişti. Sık sık da görüşürler ve yazışırlardı. İşte o yazışmalar:
9 Ağustos 1930: “Benim sevgili arkadaşım Rifat Efendi Hazretlerine, Başka bir şeyi ne sen ne de ben aramayız. Bu karşılıklı duygular devletimizi daha kuvvetlendirecektir. Seni ne kadar sevdiğimi senden bahsederken beni dinleyenler anlamışlardır. Sana söyleyeceklerdir.”